06.10.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Prof. Dr. Bahriye Üçok’u, katledilişinin 35. yıl dönümüne ilişkin yayımladığı yazılı basın açıklamasında, “Hâlâ aynı acıyla, aynı öfkeyle ama bir o kadar da büyük bir kararlılıkla Bahriye Üçok’u anıyoruz” dedi.
Nazlıaka açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“O gün, aydınlanmaya karşı bir bomba patladı bu ülkede. O gün, Cumhuriyet’e, laikliğe, bilime, kadınların varlığına, eşitliğe saldırıldı. İşte bu nedenle o bombanın izi, bugün bile toplumsal hafızamızdan silinmedi, silinmeyecek! Bahriye Üçok, sıradan bir akademisyen, sıradan bir siyasetçi değildi. O, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde iz bırakmış bir yol göstericiydi.
Tarihçiydi. Siyaset bilimciydi. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın akademisyeniydi. Senatördü, halkın sesi, hakikatin savunucusuydu. Ama en önemlisi, dini hurafelerden arındırarak, akıl ve vicdan süzgecinden geçirerek yorumlayan, aydınlık yüzlü, cesur bir Cumhuriyet kadınıydı. Bu ülkede aydın olmak, hele bir kadın aydın olmak; ne yazık ki her zaman büyük bir bedeller ödetmiştir.
Bahriye Üçok, İslam’ın özünü anlattı. Din üzerinden siyaset yapılmasına karşı çıktı.
Kadınların örtünmesinin, oruç tutmanın bireysel bir tercih olduğunu, İslam’ın özünde zorlama değil inanç özgürlüğü bulunduğunu söyledi. Ne zaman mı söyledi bunları?
1988 yılında, televizyon ekranında… Hemen ardından ölüm tehditleri geldi. O, korkulara teslim olmadı. O, ‘susarsam gerçeği kim anlatacak’ dedi. 6 Ekim 1990 günü, evine gönderilen bombalı kitapla katledildi. Kendisine gönderilen paketin üstünde ‘İlmî Araştırmalar Vakfı’ yazıyordu. Ama o paketin içinden çıkan şey; karanlıktı, kindi, yobazlıktı.
Ve o karanlık, Bahriye Üçok’u bizden aldı.
KATİLLER YARGILANMADI, ADALET TECELLİ ETMEDİ!
Peki sonra ne oldu?
Ne yazık ki faili meçhul gibi gösterilmeye çalışıldı. Deliller karartıldı, dosyalar raflara kaldırıldı. Dönemin yetkilileri sustu. Bu suskunluk, adaletsizliği büyüttü. Bugün burada bir kez daha haykırıyoruz: Bahriye Üçok’un katilleri hâlâ yargı önüne çıkarılmadı.
Adalet, hâlâ tecelli etmedi! Biz CHP olarak, bu ülkenin her vicdanlı insanı olarak, bu cinayetin peşini bırakmadık, bırakmayacağız! Bugüne kadar TBMM’de defalarca araştırma önergeleri verdik. Her defasında iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Ama biz susmadık. Susmayacağız. Bahriye Üçok’un mücadelesi, laikliğe, demokrasiye ve kadın-erkek eşitliğine sahip çıkma mücadelesidir.
MİLYONLAR ÜÇOK’UN YOLUNDAN YÜRÜYOR
Bahriye Üçok, ‘Laiklik olmadan bir arada yaşamamız mümkün değil’ demişti. Bugün onun ne kadar haklı olduğunu daha iyi görüyoruz. Toplumu kutuplaştıran, inancı siyasallaştıran, farklı yaşam tarzlarını düşmanlaştıran anlayış; bu ülkeyi içten içe çürütüyor. Oysa laiklik; inanan için de inanmayan için de güvencedir. Laiklik; devletin tüm yaşam tercihlerine eşit mesafede durmasıdır. Laiklik; toplumsal barışın, bilimsel gelişmenin, kadın özgürlüğünün temelidir. Bahriye Üçok, bunu anlattı. İnandığı gibi yaşadı. İnandığı değerler uğruna hayatını kaybetti.
Ama bugün onun fikirleri dipdiri yaşıyor. Bugün Bahriye Üçok’un açtığı yolda yürüyen milyonlar var. Kadınlar var. Gençler var. Laiklik savunucuları var. Karanlığa karşı aydınlığı, korkuya karşı cesareti savunanlar var! Bahriye Üçok’un yaşamı, aslında bugünkü Türkiye için bir pusuladır. Bugün kadınların kazanılmış hakları, bir gece yarısı kararnamesiyle ortadan kaldırılıyor. Haremlik selamlık uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Karma eğitim tartışmaya açılıyor.
Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi feshedildi. 6284 sayılı yasa sürekli hedefte.
Tarikatlar eliyle çocukların zihni karartılıyor, kız çocukları okulsuz, şiddetsiz, özgür bir gelecekten uzaklaştırılıyor. Bahriye Üçok bu yüzden önemli. Çünkü onun mücadelesi, sadece geçmişe ait değil. Bugüne ve yarına dair bir mücadeledir. Biz bu mücadeleyi bırakmayacağız.
Bahriye Üçok’un mirasını, onun gibi onurlu ve cesur kadınlarla sürdüreceğiz.
YAŞASIN BAHRİYE ÜÇOK’UN IŞIĞI!
Bahriye Üçok, ‘Kadının olduğu yerde değişim vardır’ derdi. Biz de diyoruz ki, kadının olduğu yerde devrim vardır! CHP olarak kadınların siyasette daha fazla yer alması için kota değil, eşitlik istiyoruz. CHP olarak, Bahriye Üçok’un izinden giderek laikliğin teminatı, kadınların güvencesi, gençlerin umudu olmaya devam edeceğiz.
Bu ülkenin Bahriye Üçok’lara ihtiyacı var.
Karanlıkları korkmadan yırtacak kadınlara,
Dini, bilgiyle yorumlayan akademisyenlere,
Halk için cesurca konuşan siyasetçilere…
Biz, Bahriye Üçok’un bıraktığı yerden mücadeleye devam ediyoruz. Söz veriyoruz: Bahriye Üçok’un adını, adaletsizliğin karanlığına bırakmayacağız. Bu ülkede bir daha hiçbir aydın, hiçbir kadın susturulmayacak! Er ya da geç, bu ülkeye adalet gelecek.